FBU son maçlardaki klasik Kenan, Melih, Bojan, Bjelica ve Vidmar beşi ile başlarken, Barcelona son maçların formsuz ismi Navarro'lu bir beşle maça başlıyordu.
Maça Melih ve Kenan’ın üçlükleriyle başlayan Fenerbahçe, ilk yarı
boyunca tutturacağı yüksek isabet yüzdesinin sinyallerini veriyordu. Barcelona
ise her zamanki gibi Huertas’ın organizasyonunda boyalı alanı zorlayarak
başladı. Seyircisinin desteğini de arkasına alan FBU savunmada dirneçli
başlayınca Barcelona hücumu, kendi alışkanlıklarını sahaya yansıtamadı. Bu
sezon genelde Abrinesin arkasında oyuna başlayan Navarro’nun sezona kötü başlayıp
son iki maçta 11-1 yüzde tutturduğu üçlük atış yüzdesini bu maçta terse
çevireceğini attığı ilk üçlükde isabet bularak gösterdi. İlk beş dakikayı 10-9
önde geçen FBU de sırasıyla önce Kenan-Bo, sonra Melih-Emir değişiklikleri ile
ideal beşine döndü. Bu dakikadan
itirabaren karşılıklı basketlere sahne oldu, taa ki Bojan’ın üçlüğüne
kadar. Bu andan itibaren kontrol FBU’e geçti . TV molasına 15-12 önde girdi
FBU. Lampe-Dorsey ikilisinden çok daha yumuşak Tomiç ve formsuz Nachbar
ikilisine dönen Barcelona'nın içerdeki sertliğini de kaybetmesine, Nachbar'ın sezon
başından beri yaptığı yanlış şut tercihleri de eklenince , savunmada iyice
yanan FBU hücumda hızlı paslaşmaları ve boş oyuncuyu bulmaları sayesinde
periodun sonunda 5-0 lık seri yakalayarak 2.çeyreğe 24-17 girdi. Bu çeyrekte
7 asist yapan FBU , buldukları 4 üçlük , ve toplamda 14-10 saha içi isabeti ile
maça ne kadar hazır, istekli ve planlı geldiğini gösteriyordu.
İkinci çeyreğe savunmacı gözükmeyen bir beşle giren FBU
ilk Barcelona hücumunda çok basit bir basket yedi. Ancak Kleiza’ın aşırı istekli
oyunu ile hücumda sayı bulmaya devam etmeleri ve ayrıca Barcelona nın
şutlarının isabetsiz olması ile farkın daha da açılmasını beklerken Zoric’in
takımın yüksek isabet yüzdesine eşlik etmemesi buna engel oldu. Bogdanovic,
skorer oyununu gösterememiş olmasına rağmen hem asist hem de ribauntlarıyla takıma
destek olmaya devam ediyordu. Zaten Kleiza skor yükünü öyle bir üstlenmişti ki
Bojan’ın devreye girmesine çok da gerek kalmıyordu. Yine tam fark açılıyor
derken 3.cü üçlüğünde de isabet bulan Navarro sanki sezon başından beri bu maçı
bekliyormuşçasına oynarak Barcelona’yı maçın içinde tutmayı başarıyordu. 2.TV
molasına 32-27 önde giren FBU skor üstünlüğünün yanı sıra saha içinde maçın
hakimiyim görüntüsünü de rahat bir şekilde sergiliyordu. 2. Period da eksik
olan şey, daha çok birebirleri zorlamayı tercih edip ilk yarının son 4
dakikasında sadece 1 asist yapmasıydı. Vidmar ve Zoric den istediği
verimi alamayan Obrodovic daha önce de denediği gibi iki dört numaraya Bjelice
ve Kleiza'ya döndü. Alan savunmasını deneyen Barcelona, önce isabetli bir üçlük arkasına yaptığı bir
hücum ribaundu ile basket bulan Kleiza ve
bir basket faul bulan Bo yüzünden tekrar adam adama savunmaya dönmek zorunda kaldı. İlk yarıyı 44-35 önde tamamlayan FBU de
bunun 10 asist ile gelmiş olması hücumda takımın coach’un istediklerini ne
kadar çok yaptıklarının deliliydi. Hem seyircisiyle hem oynadığı basketbolla,
hem de bunu skora yansıtmasıyla takım herkese bu maçda iddia sitelerinde favori gösterilmesinin ne kadar doğru
olduğunu da ispatlamış oluyordu.
3. çeyreğe Bjelica’nın savunmada yaptığı bloğu hücumda
aldığı ribaund ile süslemesiyle ve Emir’in serbest atış çizgisinden bulduğu 2
isabet ile başladık. Barcelona o kadar kötü şut atmaya başladı ki Huertas'ın
yayın gerisinden denediği şut çembere bile değmiyordu. Ancak sezon başından beri hücumda en önemli
silahı olan uzunlarını kullanmayı hatırlayan Barcelona iki basket bularak
skorun daha da açılmasını engelledi. İlk iki çeyreğe göre daha düşük skorla
başlayan bu periodda 9-0 lık seri yakalayan Barcelona bir kez daha rakiplerinin
bir anlık dağınıklığını ne şekilde cezalandırabileceğini göstermiş oldu. Ancak
yine her zamanki gibi çok etkili olan bir Obradovic molası izledik. Moladan
inanılmaz dönen FBU 9-0 Barcelona serisine ilk hücumdan boş dönmesine rağmen
kapılan iki topla iki fastbreak bulup bir de Lampe’in centilmenlik dışı faule
eklenince 8-0 lık bir seri yakalayıp farkı yine 54-44 ile 10 sayıya çıkarttı.
Bu serinin asıl mimarı Bo’nun yaptığı savunmaydı. Bu seri üzerine yine mola
almak zorunka kalan Barcelona seriyi kesmeyi başaramadı, Bo nun harika
asistinde Zoric pota altında bomboş bir turnike bulmasına , Bojan’ın çizgiden
bulduğu iki sayı ile seriyi 14-0 a taşıdı. Bir pirana gibi saldıran Fenerbahçe
savunması Barcelona'yı iyice sersemletti. Bir de inanılmaz kötü yüzdeyle yayın
arkasından atmaları ve Navarro’nun bu maç öncesi yüzdesine dönmesi skorun 60-44
e dönmesinde önemli etkendi. Coach Pascual o kadar çaresiz kalmış ve bir türlü
istediği beşi sahada kuramamasını Pullen’i de deneyerek iyice netleştirmişti. Skor
haricinde sahada oynanan basketbol ile o kadar ezildi ki Barcelona maç içinde
gerginleşmeye başladılar. Son çeyreğe 66-52 ile giren FBU bu sezon oynadığı
harika son çeyrekler sayesinde , bu maçı artık kazandık düşüncesine giriyor ve
belki de maç içinde yaptığı en önemli hatayı yapıp rakibin Barcelona olduğunu
ve ilk 3 çeyrek boyunca oynadığı basketbolu unutuyordu. Bir de üstelik
oldukça kısa bir beşle (bo, kenan, melih, kleiza, bjelica) başlıyor hem
savunmada hem hücumda istediklerini sahaya yansıtamaz hale geliyordu. Zoric ve
Bojan’ın oyuna girmesi de hücumdaki sıkıntıyı çözemedi. Maçın bitmesine 7
dakika kala 15 asist ve sadece 4 top kaybı ile oynayan ev sahibi takım, hücumdaki
etkisizliğini Barcelona’nın kötü şut yüzdesi sayesinde tölere ediyordu. İlk
basketini 4.30 dakika sonra bulması sıkıntının ne kadar büyük olduğunu
seyirciye de takıma da hissettiriyordu. Son tv molasına 68-55 ile üstün giren
FBU artık tempoyu iyice düşürüyor atamıyorsam da zamanı tüketerek bu maçı
kazanayım düşüncesi ile hücum düzenlerinden iyice uzaklaşıyordu. Ancak
Barcelona hala pes etmemişti. Girmeyen şutlarına rağmen içeriyi iyice zorlamaya
başladı ve yavaş yavaş farkı eritmeye başladı . 3 dakika kala fark 12 sayı
olmasına rağmen hafta sonuda Joventut karşısında aynı farkı eriten Barcelona
maçı bırakmıyordu. Süre iki dakika kala 72-60 gelmişti bu andan itibaren FBU
tamamen durdu, ama Barcelona durmadı. Barcelona, bir anda 10 lık bir seriyle maçı 72-70 e
getirdi ve FBU de ellerin ve yüreklerin titremesine neden oldu. 4 takım faulü dolmayan Barcelona arka arkaya
yaptığı faullerle bunu tamamlayıp rakibini çizgiye getirmeye çalışıyordu. 20
saniye kala top FBU de idi ve Obrodovic’in molası sonrası yarı sahadan oyuna
başlayacaklardı. Tercih haklarını Emir’den yana kullandı FBU ve topu ona teslim
etti. Çizgiye gelen Emir 2-1 atıp farkı 3 taşıdı. Barcelona bir üçlük ile maça
dengeye taşıma şansı varken topu pota altında Tomic’e indirmeye çalışmalarını Bo,
inanılmaz zıplayarak topu çalmasıyla cezalandırıyor ve topu takımına
kazandırıyordu. Ancak Emir’in 2 de 0 atması ile ne oluyor derken Kleize devreye
giriyor inanılmaz bir hücum ribaundu ile topu yeniden çizgiyi taşıyor ve
bulduğu isabetlerle maçı takımına kazandırıyordu.
Maçın 16 sayılardan gelmesine ve riske girmesine rağmen sonunda kazanan takım yine Fenerbahçe oldu ve kazanma alışkanlığını devam ettirdi. Sistemsel sorunların giderek azaldığını görüyoruz, ancak önemli bir sınavda bu tarz büyük takımlarla oynarken psikolojinin de kontrol altında tutulabilmesi. Emir son anlarda 4-1 serbest atış attıktan sonra öyle bir demorolize oldu ki vücut dilinden bunu anlamak çok kolaydı. O sırada Kleiza hücum ribaundunu almış ve yapılan faul sonrası çizgiye gitmişti. Emir ise bitik bir şekilde onu izliyordu. Obrodovic bunu görüp hemen Emir'e "Kendine gel kaldır elini kolunu maç daha bitmedi" tarzında uyarılarda bulundu.
Maça Kleiza'nın hücum performası ve Bo'nun inanılmaz savunması&enerjisi damga vurdu. Maç öncesi düşündüğüm gibi , kazanmamızda 4 numaralardan çok büyük üstünlük sağlamamız ve Bo'nun rakip point guard ları bezdirecek savunması etkili oldu. Seyircinin ve takımın bu motivasyonu sayesinde şundan sanırım artık herkes emin:
Bu sene bu salonda bu takımı kolay kolay kimse yenemez.
No comments:
Post a Comment