Monday 21 October 2013

Fenerbahçe Ülker-Anadolu Efes .. Bu sene basketbol izlenir

Harika bir Pazar öğleden sonrası, açık bir trafik ile birleşince Gayrettepe'den Ataşehir'e , Ülker Arenaya gitmek maç önü keyfi açısından oldukça tatmin ediciydi. Kombinelerimizle salona girmiş, maç öncesinde kazanılan Cumhurbaşkanlığı kupası ile fotoğraf çektirmiş ve yerlerimizi bulup oturmuştuk.
Rakibin Anadolu Efes olması, maç heyecanını bir nebze daha artıtrmıştı. 
İki takımda da eksikler, kadro yapısını zorlaştırmış ancak AE bundan daha çok etkilenmişti. Zaten yerli rotasyonu oldukça sıkıntılı olan AE'de Kerem Gönlüm'ün sakatlığı sonrası bence Oktay Mahmuti'nin yanlış yabancı tercihi onları daha da sıkıntıya sokacağı aşikardı. Semih Erden'in yedeği olarak sadece 95 doğumlu Emircan'ın kullanılacak olması , 4 tane kısa yabancı oyuncu yerine Barac'ın tercih edilmemiş olması maçın AE adına oldukça zorlu geçeceğinin göstergesiydi. Ayrıca Oktay Mahmuti'nin Deniz Kılıçlı'yı hiç kullanmamış olması da uzun rotasyonunda sıkıntıyı arttıracaktı.
 AE yine klasikleşmiş çift oyun kuruculu Planinic, Gordon, Cedi, Savanovic ve Semih'li ilk beşine karşı FBU de Obradovic'in son maçlarda yaptığı gibi Kenan, Melih, Bojan, Bjelica ve Vidmar beşi ile başladı. AE, GS karşısında almış olduğu ağır yenilgiyi Empario Milano maçı ile telafi etmesi maça daha güvenli çıkmalarını sağlamıştı. Maça da bu güvenle oldukça iyi başladılar. FBU ise  bu sene oynadığı tüm maçlarda olduğu gibi maça savunma sertliğinden uzak bir şekilde başladığını gördük. Bundan yararlanan konuk takım özellikle göbeği iyi kapatamayan rakibine karşı iki hücumda 4-0 öne geçti. İlk iki hücumunu iyi değerlendiremeyen FBU önce Bjelica ardından Bojan'ın iki üçlüğü ile skoru 6-4'e taşırken seyircisini de maçın içine çekmeyi başardı. Ancak oturmayan savunma nedeniyle bu geçici üstünlük yerini, ısrarla içerden oynayan konuk takımın  doğru hücumları ile 10 sayılık bir farkı bırakmışt. Tv molası ile toparlanamayan savunmayı ayağa kaldırmak için Obradovic bir mola daha almış ve son zamanlarda oldukça sık yaşadığımız coach etkisini takım üzerinde bir kez daha göstermişti. Moladan oldukça sert dönen savunmayla maça denge gelmiş yine de ilk çeyreğin sonuna 21-17 lik AE üstünlüğü ile girilmişti. 
İkinci çeyrekte hem Vidmar hem de onun yerine oyuna dahil olan Zoric'i kenara alıp, Bjelica'yı tek uzun olarak takımda tutan yanına da, Emir, Bojan, Bo ve Kenan'lı oldukça kısa bir beş kuran Obradovic'in yaptırmış olduğu alan savunması bir anda AE'i sistem dışına çıkardı. Sayı bulmakta çok zorlanan rakibi karşısında Bjelica'nın savunma ribaundlarındaki başarısı ile çabuk hücumlar gerçekleştiren FBU oyunun momentumunu eline geçirip, çeyreğin sonlarına doğru 35-33 öne geçti. Bu beş ile devre sonuna kadar devam eden Obradovic istediğini elde etti ve soyunma odasına 42-38 önde girdi. Bu devre boyunca artık oyununu iyice geliştiren , her türlü hücum silahına sahip, fiziksel olarak da oldukça iyi durumdaki Bojan attığı 16 sayı ile  kendi pozisyonunda avrupanın en iyi oyuncusu olma yolunda ne kadar ilerlediğini bir kez daha göstermiş oldu.  Onun haricinde herkesin altını çizdiği gibi Emir arada sırada yapmış olduğu gereksiz tercihlerin sayısını çok azaltmış ve hücumda takımın verimliliğini oldukça arttırarak oynamaya devam etmişti. İlk yarıda FBU adına belki de tek hayal kırıklığı Melih'in son maçlarda alışılagelmiş skor katkısını görememiş olmamızdı. 
İlk yarıda oldukça kısa bir süre dinlenme imkanı bulan Bojan'ı kenarda tutarak başladı Obradovic. Hem takımın oturmuş olması hem de sadece ilk yarıda 16 sayı atmış olması onu kenarda tutması için yeterliydi. 3.Çeyreğin ilk beş dakikası FBU'in hem skorda hem de oyun genelindeki üstünlüğü ile devam etti. Bu yarıda Melih'in de devreye girmesiyle skor avantajını iyice perçinliyen evsahibi skoru 58-42 ye kadar taşıdı. Artık maçın iyice kopmaya başlayacağını düşünürken Oktay Mahmuti de , Obradovic gibi alan savunmasına döndü. Alan savunmasına karşı FBU de oldukça zorlandı, Bojan'ın da oyuna dahil olması hücumdaki tıkanıklığı bir türlü çözemedi. Özellikle yüksek posta top indiremeyen , ve pas hızını yeteri kadar yukarı çıkaramayan FBU de bu beş dakikalık süre boyunca sadece bir sayı üretebildi. Ancak bunu bulduğu boş şutları sayıya çeviremeyen AE iyi değerlendiremedi ve son perioda  59-50 FBU üstünlüğü ile girildi. 
Son çeyrekle birlikte AE'ni yaptığı alan savunmalarını çözen FBU yavaş yavaş farkı arttırdı ve rakibinin direncini kırdı. Çok kolay basketler bulmaya başlayan evsahibi seyircisini de arkasına alarak maçın sonuna kadar üstünlüğünü sürdürdü. 
Sıradan bir lig maçından öte olan bu maçta alınan galibiyet  , hem seyircinin takıma güvenini, hem de takımın kendine güvenini arttırmak açısından Barcelona maçı öncesi oldukça değerliydi. 
Maçla ilgili notlara gelirsek: Seyircinin maça ilgili oldukça yüksekti. Maçın sonlarına doğru Obradovic diye bağırmaları coach'un takıma katkısının ne olduğunu herkesin gördüğünü net bir şekilde gösteriyordu. Mirsad, taraftarın bu denli tezahürat yapması nedeniyle Obradovic'e taraftar bağırıyor bir karşılık ver istersen gibilerinden bir uyarı yaptı. Ancak Obradovic ise taraftarı selamlamak yerine beni değil takımı alkışlayın diyerek takımına ne kadar sahip çıktığını, işine ne kadar bağlı egolarından uzak olduğunu türk basketbol seyircisine de göstermiş oldu. Sanırım bu sene onu çok konuşacağız ve her geçen gün ona olan hayranlığımız artacak.
AE'in bence oldukça iyi bir kadrosu var. Ancak OM'nin yerli oyuncularına yeteri kadar güvenmemesi ve bunu heryerde söyleyerek takım içinde güvensizlik yaratması en büyük problemleri. Özellikle Cedi çok yetenekli ve kendine güveni yüksek bir oyuncu. Birkan  Karşıyadaki performansıyla bu takıma Cenk Akyol'un yerine tercih edilmiş bir oyuncu. Doğuş potansiyeli tartışılmayacak kadar önemli bir değer. Semih'i zaten konuşmaya gerek yok. Süre almamasına rağmen Deniz bu takımda her zaman en azından 10 dk civarında rotasyona girebilir. Tabi burada önemli olan onların işe yaramaz olduğunu düşünmek yerine onlardan maksimum verimi almanın yollarını aramak olmalı. OM daha şimdiden bu oyunculardan ümidini keserse sezon ortasında kendine başka bir takım aramak zorunda kalabilir. 
Planinic hakkında da biraz konuşmak gerekiyor sanırım. Geçen sene oynadığı basketbol ile avrupanın en iyi point guard larından biri olduğunu herkese göstermişti. Oyunu yönlendirme ve sayı kanallarını açma konusunda son derece yetenekli. Ancak sanırım takımın direksiyonunun onun ellirene bırakılmamış olmasından biraz rahatsız durumda. Aslında Semih ve Savanovic gibi iki oyuncu, onun gibi pick&roll uzmanı bir oyuncu için çok doğru uzunlar. Sorumluluk ve aldığı dakika arttırılırsa bence daha fazla katkı sağlayacaktır. 
FBU deki oyuncu yapısı ve değişimlerden başka yazılarımda bahsetmek üzere , Cuma günü oynanacak Barcelona maçı heyecanına tüm taraftarları davet ederek bugünkü yazımı sonlandırıyorum.


No comments:

Post a Comment