Wednesday 1 January 2014

Olympiakos Analizi

Sabırsızlıkla beklediğimiz Top16 maçları bu hafta deplasmanda karşılaşacağımız Olympiakos maçı ile başlıyor. Karşımızda son iki senenin EL şampiyonu ve bu sene normal sezonu yenilgisiz bitiren iki takımından biri var. Geçen seneye göre kadrosundan oldukça önemli isimleri kaybetmiş olmasına rağmen regular sezonu C grubunda yenilgisiz bitirerek bizim de bulunduğumuz E grubunda kendilerine yer buldular.
Kadro yapısıyla başlarsak , öncelikle giden oyunculardan biraz bahsetmek lazım. Geçen senenin şampiyon kadrosundan çok önemli yıldızları kaybettiler. Pero Antic Atlanta Hawks’a, Papanikalaou Barcelona’ya, Hines CSKA’ya transfer olarak çok daha büyük kontratlara imza attılar. Bunların haricinde, Josh Powell, Shermadini, Gecevicius, Doron Perkins gibi oyuncularda takımdan ayrıldılar. Bunların yerine Brent Petway, Bryant Dunston, Cedric Simmons, Mirza Begic, Dimitrios Agravanis ve Matthew Lojeski transfer edildi. Bir zamanların sadece yıldız ithal eden takımı artık yıldız ihraç edip daha mütevazi oyuncular transfer etmeye başladı. Daha bundan birkaç sene önce, Linas Kleiza’nın oynadığı takımdaki oyuncuları hatırlayınca takımın ne kadar büyük bir evrim geçirdiğini söylemek sanırım yanlış olmaz( Linas Kleiza, Papaloukas, Josh Childress ki inanılmaz bir sükse yapmıştı NBA den gelirken, Bourousis, Halperin, Teodosic, Schortsanitis). Bu muhteşem kadro ile alamadıkları EL şampiyonluğunu çok daha mütevazi bir kadro ile aldılar.
Ivkovic’in inanılmaz coaching’i ve takımdaki her oyuncunun ekstra performansları sayesinde iki mucize şampiyonluk(İkinci şampiyonluğu şu an ki coacları Bartsokas ile) aldılar. Ve o sistem artık coach da değişse oyuncular da değişse aynen devam ediyor. Bu kadar güç kaybetmelerine rağmen yine regular sezonda grubu süpürüp 10-0 lık bir sonuç elde ettiler. Tabi burada bence C grubunun diğer tüm gruplara göre daha kolay takımlardan oluştuğunu da söylemek lazım. Gruba ikinci seri başı olarak gelen Siena’nın top16 ya kalamayacak kadar kötü olduğu bir senede çok rahat bir normal sezon geçirdiler. Açıkcası ben top16 da bu kadar da rahat olabileceklerini düşünmüyorum.
1 Numara pozisyonunda EL in en önemli oyuncularından biri olan, ve son iki şampiyonlukta çok büyük rölü olan Spanoulis’e sahipler. Takımın lideri ve aynı zamanda tüm 1 numaralar içinde Diamantidis ile birlikte en beğendiğim oyuncu. Yaklaşık 27 dakika süre alıyor ve 15.8 sayı 4.8 asist ortalamaları ile oynuyor. Ancak bu istatistikler onun takıma katkısını gerçek anlamda anlatmıyor. Tam bir lider gibi oynayıp takımın neye ihtiyacı varsa onu yapıyor. En zor anlarda sorumluluk alıp inanılmaz sayılar üretiyor. Tüm savunmanın dikkatini üzerine toplayıp 3 kişi arasından en boş oyuncuya asisti gönderiyor. Gerçekten çok büyük bir oyuncu. Obradovic onunla 4 sezon birlikte çalıştı Panathinaikos yıllarında. Onu yakından tanıyor ve mutlaka onu durdurmak için aklında değişik senaryolar olacaktır. Bu pozisyonda görev alan diğer oyuncular Acie Law, Kostas Sloukas ve Evangelos Mantzaris. Genelde çift guard oynadıkları için bunlar dönüşümlü olarak 1 ve 2 numaları pozisyonlara kayabiliyorlar. Zaten uzunlardan konuşurken de bahsedeceğim gibi pota altını domine eden uzunlar ile değil daha hareketli oyuncularla oynamayı seviyorlar. Bu guardların içinde Spanoulis’in ardından en çok süreyi 19 dakika ile Sloukas alıyor. Çok soğukkanlı, eli hiç titremeyen son saniye mucize basketlerinin oyuncusu. Takımı yönlendirme de diğer tüm oyuncular gibi asiste dönük oynamada önemli bir oyuncu. Zaten Olympiakos hücumlarından bahsederken takımın ne kadar topu paylaştığını topu eline alan herkesi önce pası düşündüğünü en baştan söylemek lazım. Oynadıkları 10 maçın 6 sında 20 asistin üzerine çıkmışlar ki bazı maçlarda neredeyse tüm basketlerini asist üzerinden atmışlar(Malaga maçında 24 basketin 21’i asist üzerinden gelmiş) ve bence en önemlisi her maçta oyuna giren oyuncuların neredeyse tamamı en az bir asist yapıyor. Bazen bir bazen iki oyuncu asist yapmadan maçı tamamlıyor. Bu gerçekten onların hücumda ne kadar rahat ve düzenli oynadıklarının bir kanıtı.
 Screen Shot 2014-01-01 at 6.00.36 PM
Bizimle kıyaslarsak eğer onlar maç başına 29 saha içi basketinin 19’unu asist üzerinden bulurken bizde bu rakam 30’a 16. Tabi bizim bireysel yetenekleri fazla olan oyuncu adedimizin çokluğu bunda önemli bir etken ancak çoğu zaman topu bu oyunculara atıp onların sayı üretmesini bekleyen bir düzenimiz olduğunu da kabul etmek lazım. Ancak tabi ortalama 85 sayı atan bir takımın hücum düzenini eleştirmek de çok adil durmuyor J
Devam edersek Acie Law oyun tarzı olarak biraz daha Spanoulis’e benzemekle beraber onun kadar top kullanmıyor. İçeriyi zorlayan, ikili oyunları iyi oynayan hareketli ve güçlü bir guard. Savunması da oldukça sıkı ve baskılı savunmada önemli bir silah. Son olarak Mantzaris de bu takımın önemli bir parçası ve coach Bartzokas’ın en güvendiği oyunculardan biri.
Kısa forvet pozisyonunda ise gerçek anlamda buraya fit eden bir tek Perperoglou var. Ancak Bartzokas Lojeski’yi de bu pozisyon da kullanıyor. Zaten başka alternatifleri de yok. Ancak bu iki oyunca da takımın en önemli hücum silahlarının başında geliyor. Lojeski  hiçbir önemli takımda oynamadı. Son 4 sezonunu Oostende de geçirdikten sonra bu sene Olympiakos’a transfer oldu. Ama aldığı 25 dakika süre , maç başına 12.5 sayı ve 4 ribaund ile takıma büyük katkı sağlıyor. Çok süratli bir oyuncu ve çok yüksek yüzdeyle şut atıyor. 2 sayılık atışlarda %60,5 ile oynarken 3 sayılık atışlarda da %51 ,4 gibi inanılmaz bir yüzdeyle atıyor. Üstelik maç başına 3,7 adet 3 sayılık atış denemesi yaptığını düşünürsek bu rakam gerçekten çok yüksek. Stratos Perperoglou da ondan aşağı kalır değil maalesef. Ortalama 18 dakika süre alıyor ve bu süreye 10.2 sayı, 2.3 ribaund 1.2 asist sığdırmayı başarıyor. Ve korkutucu bir istatistik de onun şut yüzdeleri. O da 2 sayılık atışları %57.6 ile 3 sayılık atışları %53.3 ile kullanıyor. 3 numaralı pozisyonda bundan daha iyi bir sonuç beklemekte hayalcilikten başka bir şey olmaz sanırım.  Perperoglou ile ilgili şu notu da iletmek lazım, Obradovic onunla da 5 sezon birlikte çalışmıştı.
4-5 pozisyonlarında ise tercihleri daha hareketli , daha atletik , daha kısa oyuncular üzerine kurulmuş durumda. Printezis zaten takımın Spanoulis’den sonra en büyük yıldızı. Oldukça önemli bir oyuncu, Yunan milli takımı için de Olympiakos için de hatta EL için de. Bu pozisyonda oynayan çok sayıda iyi oyuncu içinde benim için yine ilk üç sıraya girebilecek kadar iyi bir oyuncu. Genelde Olympiakos uzunları, Printezis, Petway ve Dunston 3,5 numara özellikleri olan , çok hareketli ve atlet oyuncular. Zaten Olympiakos hücumlarında topu pivota verip arkası dönük oynunu izlemek gibi bir hücum seti yok. Bu oyuncular topu alıyorsa ya cut üzerinden alıyorlar , ya da pota altında boş bir şekilde alıp kullanıyorlar. Ancak bu kadar atlet olmalarına rağmen çok da hücum ribaundu yapmadıklarını da söylemek lazım.  Bir tek Dunston ve Printezis kovalıyor hücum ribaundlarını , bu ikili haricinde çok da hücum ribaundu kovalamıyorlar. Ellerinde gerçek pivot olarak aslında iki oyuncu var. Mirza Begic ve Cedric Simmons. Ancak bu iki oyuncu da uzun rotasyonunda en az süre alan oyuncular. Simmons nispeten daha çok süre almasına rağmen Mirza Begic sadece 8.5 dakika sahada kalıyor. Aslında son üç sezonu Real Madrid’e geçirmesine ve hatta son sezonda 29 maçta göreve alan bir oyuncu olmasına rağmen bu kadar az süre alıyor olması da onların hücum sisteminin pivot oyununa uymadığının da delili olabilir.
Screen Shot 2014-01-01 at 6.10.23 PM
Olympiakos çok önemli bir saha avantajı yaratmıyor kendi sahasında. 15.000 civarında seyirci kapasitesi olan salonlarına rağmen rakip üzerinde büyük bir baskı kurmuyorlar. Zaten kendi sahalarındaki maçlarda bir tek GS maçında rahat kazandılar diğer birçok maçta oldukça zorlandılar. Siena’yı son 1 dakika içinde öne geçip yendiler, Stelmet Gora maçında son saniye üçlüğü ile kazandılar, BM maçının son dakikasına sadece 1 sayı önde girdiler.
Savunmada çok saldırgan bir takım değiller, ribaundlarda rakiplerinden üstün bitirmiyorlar maçları. Bizim gibi sıkı savunmalara zorlanan ve savunma ribaundlarında sıkıntı yaşayan bir takıma karşı bu özellikleri bizim lehimize olabilir. Bölge bölge baktığımızda guard pozisyonunda bizden hem alternatif hem yetenek anlamında çok daha üstünler. Kenan’ın savunma zaafı bu maçta çok daha fazla sırıtabilir. Bo’nun Spanoulis üzerinde baskı kurması ve topu eline almasına izin vermemesi çok önemli. Onun savunmada Ömer ve Melih’i de kullanabileceğimizi düşünüyorum. Ancak karşısında Kenan’ı bulduğu her pozisyon sayı veya asist ile bitecektir. 3 numara pozisyonunda dediğim gibi çok iyi iki hücumcuları var ve sanırım başımızı en çok onlar ağrıtacak. Ne Emir’in ne Bojan’ın onları savunurken yüzdelerini aşağıya çekebilecek bir savunma yapabileceklerini sanmıyorum. Ancak onlar bizi savunurken hem Perperoglou hem de Lojeski çok daha iyi savunmacılar olduğu için özellikle Bojan hücumda biraz sıkıntı çekebilir. 4 numara poziyonunda hem çok alternatifli hem de yüksek formda oyuncuları olmaları yine bizi zorlayacak. Kleiza’nın performansı bu maçta çok belirleyeci olacaktır. Hem savunmada hem hücumda ondan çok verim almamız gerekiyor. Belki zayıf oldukları tek pozisyon olan pivot pozisyonunda biz de zaten çok üstün değiliz. Yine de hem Vidmar hem de Zoric bence bu maçta diğer maçlara göre daha rahat oynayabilirler. Özellikle Zoric’in performansının yüksek olabileceğini umuyor ve düşünüyorum.
Sonuç olarak bize göre daha favori oldukları bir maç oynayacağız. Ancak Spanoulis’e baskı ile onu yorup bunaltıp, Bojan’ın normal basketbolunu oynamasını sağlar ve 5 numaradan 20-25 arası sayı bulabilirsek galibiyet çok da sürpriz olmaz.
Artık baskı ve stresin daha çok artacağı , savunmaların daha sert ve pis olacağı maçlar başlıyor. Burada tecrübe de çok öne çıkacaktır.
Umarım iyi bir başlangıç yapar ve bu grubu ilk iki içinde bitirebilecek galibiyet sayısına ulaşabiliriz.

Herkese iyi seyirler.

No comments:

Post a Comment