Thursday 5 December 2013

CSKA Analizi 2


Bu hafta Cuma günü, normal sezonun sonlarına doğru gelirken hesapların yapılmaya başladığı bir haftada grubun ve EL’in en az sayı yiyen ekiplerinden birine karşı oynayacağız. Öncelikle geçen hafta özellikle ilk çeyrekte 35 sayı yiyerek dağıldığımız bir maçın arkasından bu maçın pskilojik önemi çok büyük. Bugüne kadar aslında çok iyi hücum ederek kapattığımız savunma zafiyetimiz Barcelona maçında iyice ayyuka çıktı. Daha önce oynadığımız bir çok maçta, (Tofaş maçında ikinci yarıda Denmon, Banvit maçında ise Rowland liderliğinde tüm takım, bunun dışında) aslında çok da iyi savunma yapmasak ta rakiplerimizin çok kötü hücum edip, çok düşük yüzdeyle şut kullanıyor olması nedeniyle savunmamızın yetersizliği çok göze çarpmıyordu. Barcelona maçında ise özellikle ilk çeyrekte tüm sezon %30 ile üçlük atan Barcelona’nın inanılmaz bir yüzdeyle 4-4 atarak tüm dengeleri bozması ve zaten kırılgan savunmamızın iyice çökmesine neden olması sonucu tüm maç boyunca kapatamayacağımız bir fark yemiştik. İkinci çeyrekte ise 5-1 sokarak kötü hücum etmişler ve farkı 12 sayılara çekmiştik. Aslında bu bizim savunmamızı rakibin girmeyen şutları üzerine kurduğumuz gerçeğini ortaya çıkardı.
Picture1
Karşımızda yine benzer istatistiklerle çıkan bir rakip var. CSKA’da hücumu ile değil savunması ile maç kazanan bir takım. Maç başına yedikleri 67.3 sayı ile EL’in en az sayı yiyen 2.takımı. Kendi liglerinde ise bu rakamı iyice aşağı çekip sadece 59.5 sayı yiyorlar. CSKA’nın bu kadar az sayı yemesinin nedenlerini düşününce aklıma ilk gelen şeylerden biri rakiplerine kötü yüzdeyle şut attırmış olmaları geldi. Ancak istatistiklere bakınca EL’de 7 maç sonunda, %36,8 ile üçlük atmış rakipleri. Bir de bu rakamı Nanterre (%20), Fenerbahçe(%27.8) maçlarını çıkararak hesaplarsak iyice şaşırtıcı bir rakam çıkıyor: %42.8 . İki sayılık atışlarda bu rakam %45,9 olarak gerçekleşmiş. Bu da savunma güçlerinin potaya yaklaştıkça daha arttığını gösteriyor. Rakiplerine yaptırdıkları top kayıplarına baktığımızda da öyle inanılmaz bir rakama rastlamıyoruz. Partizan maçı hariç(bu maçta rakibe 23 top kaybı yaptırıp 42 sayı fark atmışlardı) bu rakam 13,1 olmuş ki kendileri de 12,6 top kaybı rakamına ulaşmışlar. Yani buradan da tam olarak bir sonuç çıkaramıyorum. Rakiplerine inanılmaz bir ribaunt üstünlüğü de kurmuyorlar. Bir konu da  düşük tempoları . Öyle bir tempo ile oynuyorlar ki bazen sıkıntıdan maçı kapatmak geliyor insanın içinden. Bu nedenle seyircileri de çok doldurmuyor salonu ve gelenler de tiyatro izler gibi maç izliyorlar. Ancak bu sayede oyunun kontrolünü genelde ellerinde tutuyorlar. Ancak asıl anahtar nokta bana göre şu: EL de oynadıkları bütün rakipleri ,  (FBU hariç) diğer  maçlarında yakaladıkları üçlük yüzdesinden daha yüksek yüzdeyle CSKA’ya  üçlük atarlarken , bu oran iki sayılık atışlarda normal yüzdelerinden çok daha aşağıda gerçekleşiyor (yine FBU hariç). Bir örnek vermek gerekirse Partizan %36 ile üçlük atarken CSKA’ya karşı %40 ile üçlük atmış, %44,3 ile iki sayılık atarken CSKA’ya karşı %36,4 ile iki sayılık atış yüzdesi tutturmuş. Nanterre ise iki sayılık atışlarda normalde %46,1 ile atarken, CSKA’ya %40,85 ile atmış. Barcelona bile normalde %57 ile ile iki sayılık atış yüzdesi tutturmuşken CSKA’ya %48,8 ile atmışlar.
Screen Shot 2013-12-04 at 11.38.00 AM
Biraz da hücumuna bakarsak, takımda bir çok yıldız olmasına ve genelde skorun dengeli dağılıyor olmasına rağmen en öne çıkan oyuncuları Micov. Çok dengeli ve yönlü bir oyuncu Micov, hücum ribaundu kovalayıp tamamlaması haricinde,  yaptığı cut lar sonrasında potaya yakın asistler alabiliyor, bu pasları sadece kısalardan değil uzunlardan da alabiliyor. Dışardan şut seçimlerini çok doğru yaptığı için yüksek yüzdeyle de atıyor. %50 ile üçlük, %57,6 ile iki sayılık atıyor. Bireysel anlamda istatistikleri ve katkısıyla öne çıkan tek oyuncu. Aslında takımın isim olarak en önemli iki oyuncusu Kristic ve Teodosic bu sene oldukça kötü bir sene geçiriyorlar. Hem dakikaları hem istatistikleri kariyerleri ile hiç örtüşmüyor. Kristic , Kaun’un arkasında kalmış durumda, ortalama 12 dk civarında süre alıyor ve bunu hiç de iyi değerlendiremiyor. Benim şahsi olarak avrupanın en iyi en komple uzunu olarak gördüğüm bir oyuncu olmasına rağmen bu sene yaşadığı sakatlığın da etkisiyle henüz katkı sağlayacak duruma gelemedi. Teodosic de çıkan transfer dedikodularının da etkisiyle beklentilerin oldukça altında. Takımın en çok top kaybı yapan (3) ve  en kötü yüzdeyle üçlük atan ikinci (%22.6) oyuncusu. Hala takıma asistleri ile katkı veriyor ancak skor tarafında kendi potansiyelinin çok altında . Tüm sezon boyunca sadece 2 kere faul çizgisine gelmiş olması, ve kullandığı 31 üç sayılık atış denemesine rağmen yayın içinden 18 deneme yapmış olması, oyunu çok fazla zorlamadığı olarak yorumlanabilir. Bu iki oyuncu da büyük tehdit olarak gözükmüyor şu anki durumları ile ancak, bugüne kadar bir çok kötü durumdaki oyuncuyu yıldız yapabilen bir savunmamız olduğu için bizim maçta patlama yaparlarsa çok da şaşırmamak lazım J
Screen Shot 2013-12-04 at 11.39.08 AM
Khryapa, Hines ve Kaun üçlüsünün savunma ribaundu sıkıntısını fazlasıyla hissettiğimiz şu günlerde pota altında bize problem çıkarabileceklerini düşünmek de çok da sürpriz olmaz. İlk maçta tam 7 hücum ribaundu yaparak tüm FB’lileri çileden çıkaran Hines yine aynı tarz bir problem yaratabilir. Ayrıca pas yeteneği ile bir guard kadar üst düzey bir oyuncu olan Khryapa ve pota altında oldukça hareketli ayakları ile Kaun da skor üretimine katkıda bulanabilirler.
Genel olarak baktığımızda, zaten pota altı sayı üretimimizin çok fazla olmadığını da düşünürsek, eğer dışardan yüksek yüzdeyle atışlarımızı sokup, çok fazla hücum ribaundu vermeden, tempoyu da arada yükselterek oynayabilirsek maçı kazanabiliriz.
Gerçi hesap kitap işlerinin ve sıralama hesaplarının yapılmaya başladığı gruplar da bu maçın kaybedilmesi çok da kötü bir şey olmayabilir. Bunun bir tercih olmadığı durumda da normal şartlarda CSKA’nın,  şutlarımızın girmemesi durumunda bizi mağlup etmesi maçın beklenen sonucu olacaktır.

No comments:

Post a Comment