Monday 9 December 2013

CSKA Moscow-Fenerbahce Ulker.. 74-78 Obradovic, Messina'yı yine yendi.

Aynı sezon içinde , hem kendi sahamızda hem de deplasmanda CSKA'yı yenebiliyorsak eğer bazı şeyleri boş yere konuşuyoruz demektir. Evet savunmamız oturmadı, Zoric yeterli bir beş numara değil, 1 numara için belki destek isteyenler haklı sebepler bulabilir. Bütün bunları bir kenara bırakmak lazım. Normal sezonun bitmesine iki hafta kala takımımız büyük bir sürpriz olmazsa grubu lider biterecek. Öncelikle bu başarı için başta coach Obradovic'i arkasından tüm takımı canı gönülden kutlamak lazım.
Maç geneli aslında tam da benim beklediğim gibi geçti. Düşük tempo, pota altında sertleşen ancak dışardan şutlara izin veren CSKA savunması, şut performansı düşük CSKA hücumu. Hatta normalin dışına çıkmasını beklediğim ancak 9-2 üçlükleri sayesinde bizi çok da rahatsız etmeyen Teodosic'in ekstra katkısı bile maç öncesinde olabileceğini umduğum şeylerden biriydi.
Maça çok iyi başladık, onların şutları girmezken biz hem Bojan hem Emir hem de Bo ile üçlükleri soktuk. Maça ilk defa ilk beş başlayan Kleiza da daha  motive şeklinde maça başlaması, pota altı savunmasına aynı şekilde onlar gibi bizim de önem vermemiz skoru bir anda12-4 e getirdi. Arka arkaya basketler bulsalar da 17-9 ile farkı ikinci defa 8 sayıya  çektik. Ancak bu dakikadan sonra hücum da Bojan üzerindeki baskının artması , pota altının iyice sertleşmesi ile sayı bulmakta sıkıntı çekmeye başladık. CSKA tarafında da Hines ve Teodosic oyuna girip hücumu biraz daha hareketli hale getirince skor CSKA lehine döndü. Bu arada normalde maça Vidmar ile başlamasına rağmen ilk oyuncu değişikliğini hep Vidmar ile ortalama 5.dakika seviyelerinde yapan Obradovic ilk çeyreğin sonuna kadar Vidmar'ı çıkarmadı.
İkinci çeyrekte Bojan hariç 4 oyuncunun değişmesi zaten tıkanan hücum ritmini iyice düşürdü. Bjelica'nın devreye girmesi, Kenan'ın üçlüğünün arkasına Bjelica'nın da üçlüğü sokması yine oyunun dengesini lehimize çevirdi. Tek problem olarak Sonny Weems ve Pargo'nun zor şutları sokmaları oldu. Ancak bir kez daha gördük ki şutlarımızı soktuğumuz zaman takımın savunma direncide artıyor. Çeyreğin geri kalan kısmı karşılıklı basketlerle geçti. Takım olarak hem savunmada hem hücumda gayet iyi bir görüntü sergiledik. Özellikle üçlüklerde gayet yüksek yüzdeyle atmamız ve pota altında harika asistlerle kolay sayılar üretmemiz  sayesinde devreye 41-35 önde girdik.
İkinci yarıya Teodosic ve Hines'ın basketleriyle başlayıp bizi de kötü şutlara zorlayınca fark azalmaya başladı. Savunmaları o kadar sertleşti ki bırakın potaya gitmeyi şut bile atamaz olduk. Tv molasına 46-45 geride ve oyunun momentumunu CSKA'ya vermiş olarak girdik. Sadece 4 sayı bulduk ve bunun ikisi Bojan ile çizgiden, diğeri ise Vidmar'ın hücum ribaundu ile pota altından tamamlaması sayesinde geldi. Moladan da top kaybıyla dönüp Pargo&Weems ikilisinin basketlerini engelleyemeyince maçın kontrolü tamamen kaydebeder gibi olduk. Bojan'ın aldığı fauller ile çizgiden bulduğu sayılar olmasa maç kopup gidebilirdi. 6 dakikada 18 sayı buldular 3.çeyrekte, biz de kontrolsüz ve düzensiz hücum edince ekmeklerine yağ sürdük. Yine de fark en fazla 7 sayıya çıktı. İlk şutumuzu 2.30 kala bulduk. Çeyreğin bitmesine 2 dakika kala Teodosic kenara gelince bir anda işler değişti. Skor 56-49 CSKA lehine idi ve son 1.30 dakikayı harika oynayıp Bjelica'nın arka arkaya 5 sayısı ve Kenan'ın çizgiden 2-2 atmasıyla maçı 56-56 ya getirdik . Çeyreğin bitmesine 4.7 saniye kala topu oyuna sokan CSKA Micov'un yarı sahanın gerisinden attığı inanılmaz üçlük ile skor 59-56 oldu. Bir de hemen 4. çeyreğin başında Jackson'un üçlüğü gelince fark 6 sayıya çıktı. Yine de pes etmedik bu sefer ve dağılmadık, Teodosic'in skorer kimliğini bürünmesine ve eline gelen her topu sokmasına rağmen oyundan hiç düşmedik. Son 5 dakikaya Kleiza'nın üçlüğü ile 67-66 geride girdik. Bu dakikadan itibaren takımın en kötü yüzdeyle üçlük atan iki oyuncusu Teodosic ve Weems'in sezon performanslarına dönüp çember dövmeye başlamasıyla maç tamamen dengeye geldi. 3.22 kala 69-69 beraber girildi. Bojan'ın iki serbest atışının ardından Kleiza bir üçlük daha sokunca bir anda 5 sayı öne fırladık. Maçın son bölümünde de savunmada inanılmaz sertleşip onlara hiç kolay basket şansı vermedik. Özellikle Vidmar her deliği kapatarak çok faydalı olmasına rağmen, 1.31 kala 2 serbest atış kaçırınca faul haklarının da dolmasıyla sürekli Vidmar'a faul yapma ihtimallerine karşı  Obradovic çok doğru bir kararla Zoric ile değiştirdi. Hines'ın basket faulü ile skor 74-73 e gelmiş ve hücum sırası onlarda olmasına rağmen Teodosic yine saçma sapan bir üçlük atınca rahat bir nefes aldık. Zoric'in basketinin ardından yine sert savunmamız karşısında Teodosic yine sallayınca iyice rahatladık ve maçı 78-74 kazandık.
Deplasmanda oynuyoruz, CSKA ile oynuyoruz, ve çok sıkıntılı çok stresli geçen maç sonunu biz daha iyi oynuyoruz. Bugünleri görmüş olmaktan dolayı çok mutluyum.
Taşların yerlerine daha da oturduğu bir takım izledik dün akşam. Vidmar savunma sertliğini sağladı, Bojan skor katkısının yanında ribaundları ve bloklarıyla görevini yerine getirdi, Emir her zamanki gibi takımın organizasyonunu yapıp harika asistleriyle arkadaşlarını besledi, Bjelica gerekli yerlerde sorumluluk alarak tıkanan hücumları açtı, Kenan bulduğu dakikalarda hiç şut kaçırmadan, 2 ribaund 1 asist 1 top çalmayla 7 sayı üreterek ne kadar faydalı olduğunu gösterdi, Bo McCalebb her zamanki enerjisiyle ve son zamanlarda sokmaya başladığı üçlükleriyle takımın ne kadar önemli bir parçası olduğunu bir kez daha ispatladı. Ve son olarak Kleiza bence bu maçın kahramanı oldu. Haftalardır formsuz görüntüsü, vurdumduymaz vücut dili ile takımın gerisinde kalan Kleiza bu maçta çok kritik anlarda ürettiği sayılar ve aldığı ribaundlar ile gidebilecek bir maçı lehimize çevirdi.
Şunu da belirtmek istiyorum. Takımımızda savunması ile öne çıkan oyuncuların saymaya kalksak çok fazla bir isim çıkmaz ortaya. Ömer, Bo, Vidmar der, orada kalırız. Ancak şu bir gerçek ki, iyi savunma iyi savunma yapan oyuncularla yapılmıyor, iyi savunma iyi takım oyunu ile yapılıyor. Takım olarak savunma iştahınız ne kadar yüksek olursa bireysel olarak savunma performansları da o kadar yukarı çıkıyor. Ve şu bir gerçek ki, savunma hücum diye takımı iki farklı anlayışta bölmek çok doğru değil. Savunmanız iyiyse hücumunuz da iyi, hücumunuz iyiyse savunmanız da iyi oluyor. Bunlar birbirini tetikleyen şeyler. En önemlisi de motivasyon. Motivasyon yükseldiğinde sonuçlar ona göre etkileniyor.
CSKA yine kendi basketbolunu oynadı aslında. Maç öncesi analizinde söylediğim gibi üçlük yüzdemizin yüksek iki sayılık atış yüzdemizin düşük olduğu bir maç yaşadık. Ama o üçlükler öyle anlarda geldi ki , hem onların direncini kırdık hem de bizim inancımız yükseldi. Ribaundlarda başabaş kalıp savunma konsantrasyonunu yüksek tuttuğumuz zaman her rakibe karşı favori olacağımızı düşünüyorum.
Bu maçla ilgili negatif olarak düşüneceğimiz tek konu dakika dağılımı olabilir. Emir'in 37, Bojan'ın 31 dakika sahada kalması, sadece 9 oyuncunun rotasyona girmesi takımın yorulması açısından önemliydi. Pazartesi günü GS deplasmanını da düşününce takımın yorgunluğu önemli bir problem olabilir.
Screen Shot 2013-12-07 at 4 55 25 PM


No comments:

Post a Comment