Aynı sezon içinde , hem kendi sahamızda hem de deplasmanda CSKA'yı
yenebiliyorsak eğer bazı şeyleri boş yere konuşuyoruz demektir. Evet savunmamız
oturmadı, Zoric yeterli bir beş numara değil, 1 numara için belki destek
isteyenler haklı sebepler bulabilir. Bütün bunları bir kenara bırakmak lazım.
Normal sezonun bitmesine iki hafta kala takımımız büyük bir sürpriz olmazsa
grubu lider biterecek. Öncelikle bu başarı için başta coach Obradovic'i
arkasından tüm takımı canı gönülden kutlamak lazım.
Maç geneli aslında tam da benim beklediğim gibi geçti. Düşük tempo, pota
altında sertleşen ancak dışardan şutlara izin veren CSKA savunması, şut
performansı düşük CSKA hücumu. Hatta normalin dışına çıkmasını beklediğim ancak
9-2 üçlükleri sayesinde bizi çok da rahatsız etmeyen Teodosic'in ekstra katkısı
bile maç öncesinde olabileceğini umduğum şeylerden biriydi.
Maça çok iyi başladık, onların şutları girmezken biz hem Bojan hem Emir hem
de Bo ile üçlükleri soktuk. Maça ilk defa ilk beş başlayan Kleiza da daha
motive şeklinde maça başlaması, pota altı savunmasına aynı şekilde onlar gibi
bizim de önem vermemiz skoru bir anda12-4 e getirdi. Arka arkaya basketler
bulsalar da 17-9 ile farkı ikinci defa 8 sayıya çektik. Ancak bu dakikadan
sonra hücum da Bojan üzerindeki baskının artması , pota altının iyice
sertleşmesi ile sayı bulmakta sıkıntı çekmeye başladık. CSKA tarafında da Hines
ve Teodosic oyuna girip hücumu biraz daha hareketli hale getirince skor CSKA
lehine döndü. Bu arada normalde maça Vidmar ile başlamasına rağmen ilk oyuncu
değişikliğini hep Vidmar ile ortalama 5.dakika seviyelerinde yapan Obradovic ilk
çeyreğin sonuna kadar Vidmar'ı çıkarmadı.
İkinci çeyrekte Bojan hariç 4 oyuncunun değişmesi zaten tıkanan hücum ritmini
iyice düşürdü. Bjelica'nın devreye girmesi, Kenan'ın üçlüğünün arkasına
Bjelica'nın da üçlüğü sokması yine oyunun dengesini lehimize çevirdi. Tek
problem olarak Sonny Weems ve Pargo'nun zor şutları sokmaları oldu. Ancak bir
kez daha gördük ki şutlarımızı soktuğumuz zaman takımın savunma direncide
artıyor. Çeyreğin geri kalan kısmı karşılıklı basketlerle geçti. Takım olarak
hem savunmada hem hücumda gayet iyi bir görüntü sergiledik. Özellikle üçlüklerde
gayet yüksek yüzdeyle atmamız ve pota altında harika asistlerle kolay sayılar
üretmemiz sayesinde devreye 41-35 önde girdik.
İkinci yarıya Teodosic ve Hines'ın basketleriyle başlayıp bizi de kötü
şutlara zorlayınca fark azalmaya başladı. Savunmaları o kadar sertleşti ki
bırakın potaya gitmeyi şut bile atamaz olduk. Tv molasına 46-45 geride ve oyunun
momentumunu CSKA'ya vermiş olarak girdik. Sadece 4 sayı bulduk ve bunun ikisi
Bojan ile çizgiden, diğeri ise Vidmar'ın hücum ribaundu ile pota altından
tamamlaması sayesinde geldi. Moladan da top kaybıyla dönüp Pargo&Weems
ikilisinin basketlerini engelleyemeyince maçın kontrolü tamamen kaydebeder gibi
olduk. Bojan'ın aldığı fauller ile çizgiden bulduğu sayılar olmasa maç kopup
gidebilirdi. 6 dakikada 18 sayı buldular 3.çeyrekte, biz de kontrolsüz ve
düzensiz hücum edince ekmeklerine yağ sürdük. Yine de fark en fazla 7 sayıya
çıktı. İlk şutumuzu 2.30 kala bulduk. Çeyreğin bitmesine 2 dakika kala Teodosic
kenara gelince bir anda işler değişti. Skor 56-49 CSKA lehine idi ve son 1.30
dakikayı harika oynayıp Bjelica'nın arka arkaya 5 sayısı ve Kenan'ın çizgiden
2-2 atmasıyla maçı 56-56 ya getirdik . Çeyreğin bitmesine 4.7 saniye kala topu
oyuna sokan CSKA Micov'un yarı sahanın gerisinden attığı inanılmaz üçlük ile
skor 59-56 oldu. Bir de hemen 4. çeyreğin başında Jackson'un üçlüğü gelince fark
6 sayıya çıktı. Yine de pes etmedik bu sefer ve dağılmadık, Teodosic'in skorer
kimliğini bürünmesine ve eline gelen her topu sokmasına rağmen oyundan hiç
düşmedik. Son 5 dakikaya Kleiza'nın üçlüğü ile 67-66 geride girdik. Bu dakikadan
itibaren takımın en kötü yüzdeyle üçlük atan iki oyuncusu Teodosic ve Weems'in
sezon performanslarına dönüp çember dövmeye başlamasıyla maç tamamen dengeye
geldi. 3.22 kala 69-69 beraber girildi. Bojan'ın iki serbest atışının ardından
Kleiza bir üçlük daha sokunca bir anda 5 sayı öne fırladık. Maçın son bölümünde
de savunmada inanılmaz sertleşip onlara hiç kolay basket şansı vermedik.
Özellikle Vidmar her deliği kapatarak çok faydalı olmasına rağmen, 1.31 kala 2
serbest atış kaçırınca faul haklarının da dolmasıyla sürekli Vidmar'a faul yapma
ihtimallerine karşı Obradovic çok doğru bir kararla Zoric ile değiştirdi.
Hines'ın basket faulü ile skor 74-73 e gelmiş ve hücum sırası onlarda olmasına
rağmen Teodosic yine saçma sapan bir üçlük atınca rahat bir nefes aldık.
Zoric'in basketinin ardından yine sert savunmamız karşısında Teodosic yine
sallayınca iyice rahatladık ve maçı 78-74 kazandık.
Deplasmanda oynuyoruz, CSKA ile oynuyoruz, ve çok sıkıntılı çok stresli geçen
maç sonunu biz daha iyi oynuyoruz. Bugünleri görmüş olmaktan dolayı çok
mutluyum.
Taşların yerlerine daha da oturduğu bir takım izledik dün akşam. Vidmar
savunma sertliğini sağladı, Bojan skor katkısının yanında ribaundları ve
bloklarıyla görevini yerine getirdi, Emir her zamanki gibi takımın
organizasyonunu yapıp harika asistleriyle arkadaşlarını besledi, Bjelica gerekli
yerlerde sorumluluk alarak tıkanan hücumları açtı, Kenan bulduğu dakikalarda hiç
şut kaçırmadan, 2 ribaund 1 asist 1 top çalmayla 7 sayı üreterek ne kadar
faydalı olduğunu gösterdi, Bo McCalebb her zamanki enerjisiyle ve son zamanlarda
sokmaya başladığı üçlükleriyle takımın ne kadar önemli bir parçası olduğunu bir
kez daha ispatladı. Ve son olarak Kleiza bence bu maçın kahramanı oldu.
Haftalardır formsuz görüntüsü, vurdumduymaz vücut dili ile takımın gerisinde
kalan Kleiza bu maçta çok kritik anlarda ürettiği sayılar ve aldığı ribaundlar
ile gidebilecek bir maçı lehimize çevirdi.
Şunu da belirtmek istiyorum. Takımımızda savunması ile öne çıkan oyuncuların
saymaya kalksak çok fazla bir isim çıkmaz ortaya. Ömer, Bo, Vidmar der, orada
kalırız. Ancak şu bir gerçek ki, iyi savunma iyi savunma yapan oyuncularla
yapılmıyor, iyi savunma iyi takım oyunu ile yapılıyor. Takım olarak savunma
iştahınız ne kadar yüksek olursa bireysel olarak savunma performansları da o
kadar yukarı çıkıyor. Ve şu bir gerçek ki, savunma hücum diye takımı iki farklı
anlayışta bölmek çok doğru değil. Savunmanız iyiyse hücumunuz da iyi, hücumunuz
iyiyse savunmanız da iyi oluyor. Bunlar birbirini tetikleyen şeyler. En önemlisi
de motivasyon. Motivasyon yükseldiğinde sonuçlar ona göre etkileniyor.
CSKA yine kendi basketbolunu oynadı aslında. Maç öncesi analizinde söylediğim
gibi üçlük yüzdemizin yüksek iki sayılık atış yüzdemizin düşük olduğu bir maç
yaşadık. Ama o üçlükler öyle anlarda geldi ki , hem onların direncini kırdık hem
de bizim inancımız yükseldi. Ribaundlarda başabaş kalıp savunma konsantrasyonunu
yüksek tuttuğumuz zaman her rakibe karşı favori olacağımızı düşünüyorum.
Bu maçla ilgili negatif olarak düşüneceğimiz tek konu dakika dağılımı
olabilir. Emir'in 37, Bojan'ın 31 dakika sahada kalması, sadece 9 oyuncunun
rotasyona girmesi takımın yorulması açısından önemliydi. Pazartesi günü GS
deplasmanını da düşününce takımın yorgunluğu önemli bir problem olabilir.
No comments:
Post a Comment