Ne kadar Top16 grubunda istediğimiz gibi başlamayıp kötü sonuçlar almış olsak
da, bu hafta oynayacağımız Olympiakos maçından alacağımız bir galibiyet ile
grupta tekrar iddialı duruma gelebiliriz. Özellikle Barcelona hariç herkesin
herkesi yendiği E grubunda işler son haftaya kadar bitmeyecekmiş gibi duruyor.
Yine de bu grupta daha iyi bir durumda olma şansımızı hem sakatlıklar hem
formsuzluklar nedeniyle elimizden kaçırmış durumdayız. Bunu söylerken grup
öncesinde yapılan hesaplarda deplasman galibiyeti alabileceğimizi düşündüğümüz
tüm maçlarımızı kaybetmiş olmanın ve önümüzdeki fikstürde deplasman galibiyeti
almamızın çok zor olacağının gerçekliği ile yorum yapıyorum.
İlk bölümde oynadığımız, Malaga ve EA7 maçları ikinci bölümde oynayacağımız
Barcelona, Panathinaikos ve Laboral maçlarına göre daha olası maçlardı ki bu iki
maçta da son çeyreğe kadar maçı alabilecek performansları sahaya sergilemiş
ancak kırılma anlarında geçen seneki alışkanlıkların hortlamasıyla kolayca
knock-out olmuştuk. Grupta ikinci yarıya kadro derinliğini biraz olsun arttırmış
ve bireysel performansı yerlere düşmüş Bogdanovic'in daha toparlanmış haliyle
çıkıyor olacağız.
Genel olarak baktığımızda özellikle Kenan'ın son bölümde azalan süreleri ve
düşen performansı ile sorumluluğu artan Bo McCalebb'in bu açığı çok yüksek
verimlilik ile kapatması belki de ondan daha fazla yararlanma şansımızı doğurdu.
Bu maç itibariyle yeni transfer Jackson'ın takıma katılmasıyla 1 numara
pozisyonunda sıkıntılarımızın azalmasını bekliyorum. Gerçi Jackson şu an bir
soru işareti, hemen takıma adapte olup katkı sağlamasını beklemek hayalcilik
olabilir. Ancak yine de Bo'nun biraz olsun nefeslenmesi ve bu sırada bir iki
ceza şutunu sayıya çevirmesi bizim için büyük bir kazanç olacaktır. Yaşının genç
olması, ve Avrupa deneyiminin olmaması , Obradovic ve takımı tanımıyor olması bu
kazancı sağlamamızı mutlaka geciktirecektir.
2 Numara pozisyonunda Melih-Ömer ikilisini çok değişik kullanıyor Obradovic.
Ancak bazı maçlarda ikisi de çok farklı katkılar yapabiliyor. Bence bu
pozisyonda onlara daha fazla güven duyulabilir. Senelerdir uzaktan seyrettiğimiz
Obradovic'i yakından tanıdıkça işler zora girdiğinde bu tercihleri kullanmakta
daha çekingen olduğunu görebiliyoruz. Bu da Emir-Bojan ikilisinin üzerindeki
yükü arttırıp, dinlenme sürelerini kısaltıyor. Belki de daha da önemlisi sezon
başında inanılmaz oynayan Bojan üzerinde rakip defans konsantrasyonunu
arttırıyor. Oysa Ömer-Melih ikilisinin skor üretip katkı verdiği bir ortamda
Bojan üzerindeki rakip baskısı da azalacaktır diye düşünüyorum.
3 Numara pozisyonunda Emir-Bojan ikilisi aslında takımın en önemli kozları.
Hem oyunu kurma, hem de skor üretme anlamında takımın merkezinde bu iki oyuncu
var. Tabi ki biz Obradovic kadar bilemeyiz ama nacizane görüşüm bu iki oyuncunun
toplam alacağı sürenin 50 dk civarında olması gerektiği yönünde. Emir o kadar
önemli bir oyuncu ki, bu takımın en yetenekli oyuncusu. Tek problemi hala tam
olarak halledemediği karar verme şeklinin gelişmemesi. Herşeyini geliştirdi ,
savunmasını, ribaundlara katkısını, oyun düzenini kurmasını.. Ancak bir türlü
doğru karar oranını arttıramadı. Bazen öyle anlarda öyle saçma tercihlerde
bulunuyor ki takımın bütün dengesini bozuyor. Yine de bu takım Emir'in takımı.
Onun oyun zekası, saha görüşü ve yeteneği kolayca bulunabilecek seviyede değil.
Bojan ise bence EL in in komple hücum silahı. Her türlü sayı üretme veryasyonuna
sahip. Ve morali yerindeyken öyle hücum ediyor ki, ne yaparsanız yapın onu
durduramazsınız. Ancak işte Top16 ile birlikte içine girdiği kaostan çıkması
zaman aldı. Hala üç sayılık şutları atarken garip bir şekilde eli titriyor. Tek
ihtiyacı kendine güveni, daha önce kaçırdığı sokamadığı şutları değil bundan
sonra atacaklarını düşündüğü anda o şutların hepsini sokacaktır.
Sezon öncesi en çok parayı harcadığımız ve belki de en yetenekli oyunculara
sahip olduğumuz pozisyon dört numara. Kleiza-Bjelica ikilisi yine hücum
tarafında hiçbir takımın sahip olmadığı kadar önemli bir ikili. Sezon başında
Bjelica çok iyi başlarken Kleiza'nın kendini bulması oldukça zaman aldı. Ancak
şu anda bu iki oyuncu da oldukça iyi durumda. Bjelica boyu ve pozisyonun aksine
inanılmaz bir fundamental'e ve oyun zekasına sahip. Emir'den sonra saha görüşü
ve oyun zekası en yüksek oyuncu takımda. Oyunun içinde yapamadığı hiçbir şey
yok. Aslında tam olarak ona 4 numara demek de haksızlık olabilir çünkü
kariyerinin büyük bir kısmında 3 numara gibi oynadı. Yine koysanız yine oynar,
hareketli ayakları, yüzü dönük oyundaki başarısı, sahanın her tarafına
hakimiyeti ile bu takım için çok önemli bir oyuncu. Emir ile birlikte bu takımda
pick&roll oynayabilen tek oyuncu ki uzundan uzuna pick&roll oynandığında
bunu savunmak çok daha zor oluyor. Sadece oyunun sertlik kısmında bir nebze daha
gelişmesi ve boyunun ve kalıbının gerektirdiği savuma sertliğini sahaya
yansıtabilmesi lazım. Kleiza ise bu da mı girer denen şutları bile sokabilen,
vücuduyla birlikte ruhunu da sahaya koyduğu zaman her takım için çok büyük bir
oyuncu. Ve daha önce bir kez defa söylediğim gibi en zor anlarda bile eli
titremeden topu potaya gönderebilen bir oyuncu.
Beş numara pozisyonu belki de takımın 2 numara ile birlikte takımın en zayıf
halkası. 2 numara pozisyonunda Emir ve Bojan da desteğiyle bir şekilde tölere
edilebilirken maalesef 5 numara pozisyonu özellikle rakipte önemli 5 numaralar
olduğu zaman asla tölere edilemiyor. Zoric önemli bir hücum silahı olmakla
beraber hem ortayı kapatmada hem ribaundlarda yetersiz kalıyor. Bir de bunlara
ilave olarak çok top kaybı yapması ve tercih hataları nedeniyle bazen
faydasından çok zararı oluyor. Yeni transfer Sekulic aslında Zoric'den çok da
farklı özelliklere sahip bir oyuncu değil. Hücum tarafında farklı hücum
varyasyonlarına sahip olmakla birlikte, bizim ihtiyacımız olan , savunmada
sertlik sağlayıp ortayı kapatacak oyuncu profilinde değil. Aslında belki de bu
ihtiyacı Obradovic görmüyor. Çünkü elinde iyileşmek üzere olan aynı tipte oyuncu
olan Oğuz varken hala benzer özellikteki Sekulic'i tercih ediyorsa o zaman
kafasındaki oyun setinde öyle bir oyuncu istemiyor demektir. Gerçekçi olmak
gerekirse hem ortayı kapatıp hem savunma sertliği sağlayıp hem de hücumda farklı
özellikleri olan bir oyuncu istiyorsak hem bulmakta hem de fiyatını ödemekte
oldukça zorlanacağımız aşikar. Önümüzde bir Vidmar örneği de var sonuçta. Sezon
başında son anda takımda kalmasına karar verilmiş, çoğu zaman Zoric'e göre daha
sınırlı dakikalar almış ve BBL de bir çok önemli maçta kadro dışında kalmıştı.
Bütün bunlar aslında savunma tarafında ve sertlik tarafındaki özelliklerinden
çok hücumda neler yapabileceği önemli Obradovic uzunlarının. Ne kadar Oğuz dahil
şu an ki mevcut 3 uzunumuz savunma tarafında çok etkili olmamakla beraber yine
de kullanabileceğimiz oyuncu sayısının 3'e çıkması elimizi daha güçlendireceği
net.
Tüm bu detayların akabinde takımın top16 nın ikinci bölümüne daha güçlü
girdiğini söyleyebilirim. Özellikle yazımın başında belirttiğim gibi Barcelona
hariç gruptaki dengelerin çok ortada olması, kendi sahamızda oynayacağımız 4
maçı da kazanabilecek durumda olmamız( Olympiakos, Malaga, EA7, Efes)
deplasmanda hiç galibiyet almasak bile toplamda 7 galibiyet ile grupta çıkabilme
ihtimalimizi doğuracaktır. Çok zor ama aradan bir de deplasman galibiyeti
çıkarırsak işi garantileme şansımız artar. Tabi bu kadar denk bir grupta ikili
averaj çok önem kazanacaktır. Olmpiakos'a 13, Malaga'ya 14 sayı farkla
yenildiğimizi düşünürsek, bu takımlara karşı alacağımız bu farklardan daha az
galibiyetlerin pek bir önemi kalmayabilir.
Yapmamız gereken bu 7 maça sanki sezona yeni başlıyor gibi başlamak, ve
mümkün olduğu kadar çok maç kazanmak. Bu maçları kazanırken de ilk maç
skorlarını unutmadan oynuyor olmamız gerekli.
Olympiakos tarafında da bu maçın önemi büyük. Takıma sonradan katılan Jamario
Moon ile birlikte 4 numara pozisyonunda iyice zenginleştiler.İlk maçta oynamayan
Petway de takıma katıldı. 5 numarada ise o kadar etkili ve zorlayıcı olmamaları
bizim için iyi haber. İlk maçı düşündüğümüzde bize en çok problem olan oyuncular
Spanoulis ve Perperoglu gibi iki eski Obradovic oyuncusu olmuştu. Çok sert ve
zor bir maç olacak. Özellikle maça başlama şeklimiz çok önemli. Bugüne kadar tüm
maçlarımızda düşük savunma konsantrasyonu ile başlayıp şutları sokan takımlara
kaybedip, kaçıran takımlara karşı galip geldi. Bu maçta bu imkanı tanımdan,
onlara boş ve rahat şut imkanı vermeden başlıyor olmak çok kritik. Eğer yine
onlara bu imkanı tanır ve onlar da bu şutları sokarsa maç çok zora
girecektir.
Salona gelecek tüm taraftarların maç boyunca destek olması ve maçın içinde
kalması da çok önemli. Rakibin moralini bozup hakem üzerinde etki sağlayacak
şekilde maçın içinde olması gerekli tüm taraftarımızın.
Herkese keyifli bir maç galibiyet dileğiyle..